• slayt
Duyurular

Sayın Üyelerimiz derneğimize katkılarınızı bekliyoruz.


Bitlis Hava Durumu
Anket
Döviz Bilgieri
Merkez Bankası Döviz Kuru
  ALIŞ   SATIŞ
USD 0   0
EURO 0   0
       
Özlü Sözler
0 kişi
Sponsorlarımız
Ünaldının Tarihçesi


  ÜNALDININ TARİHİ   

         Bitlis şehrinin nüvesini teşkil eden kalenin yerinde ilk defa kimlerin yerleşmiş olduğu bilinmemektedir. Yalnız bütün eski kaynaklarda tekrar edilen bir efsaneye göre bu kaleyi Büyük İskender’in emri üzerine onun kumandanlarından Badlîs kurmuş ve şehrin bugünkü adı da bu kumandanın adından gelmiştir. Kale günümüze gelinceye kadar birkaç defa tamir görmüş, hatta bazı kereler tamamen tahrip edildiği için yeniden yapılmıştır. İskender döneminden sonra Selefkiler’e geçen Bitlis, daha sonra da Sâsânîler’le Romalılar arasında sık sık el değiştirmiştir. Roma İmparatorluğu’nun 395’te ikiye bölünüşünden sonra da Doğu Roma sınırları içerisinde kalmıştır.

          Şehir Halife Ömer zamanında el-Cezîre fâtihi İyâz b. Ganm tarafından fethedildi (641); Bitlis hâkimi Ahlat’tan alınan haraç kadar haraç vermeyi kabul etti. Daha sonra Bizans ile müslüman Araplar arasında birkaç defa el değiştiren Bitlis, Sugur ve Avâsım bölgelerinde yer alıyordu. Emevî Halifesi Abdülmelik b. Mervân zamanında kardeşi Muhammed b. Mervân tarafından el-Cezîre valiliği topraklarına dahil edilen ve valiliğin Diyarbekir âmilliğine bağlanan Bitlis daha sonra  Abbâsîler  döneminde Diyarbekir’e hâkim olan Hamdânîler ve Mervânîler’e bağlı olarak idare edildi.

           Bitlis X. Yüzyılda Bizans ile Mervânî devletleri arasında bir sınır şehri oldu. XI. Yüzyılda Türkmen akınları bu yöreye de ulaştı ve 1047’de şehir Selçuklu hâkimiyetine girdi, fakat yine Mervânîler’in elinde bırakıldı. Bu Türk taarruzundan bir yıl önce buradan geçmiş olan İranlı seyyah ve şair Nâsır-ı Hüsrev Bitlis’te çok bal üretildiğini söyler. Bitlis’in kesin olarak Büyük Selçuklu Devleti’ne katılması 1085’te (bazı kaynaklara göre 1084) Melikşah zamanında gerçekleşti. Fahrüddevle Muhammed b. Cehîr kumandasındaki Selçuklu ordusu tarafından Mervânîler’den alınarak Alparslan’ın yanında Malazgirt Savaşı’na katılmış olan Dilmaçoğlu Mehmed Bey’e iktâ edildi. Bu şekilde Büyük Selçuklu Devleti’ne bağlı olarak kurulmuş bulunan Dilmaçoğulları Beyliği’nin merkezi Bitlis oldu. Togan Arslan döneminde bu beylik bir ara Anadolu Selçuklu Sultanı I. Kılıcarslan’a (1092-1107), ondan sonra da Ahlatşahlar’ın kurucusu Sökmen el-Kutbî’ye (1100-1111) bağlanınca Bitlis şehri de bunlara tâbi oldu. Bir süre bağımsız kalan fakat bu bağımsızlığı kısa süren beylik, Mardin’deki Artuklu Emîri Necmeddin İlgazi’nin hâkimiyetini kabul etti; böylece şehir de Artuklular’ın denetimine girdi. Artuklular’a tâbi olmasına rıza göstermeyen Ahlatşahlar’dan Emîr İbrâhim 1124’te Bitlis’i kuşattı, ancak bu kuşatmadan bir sonuç alamadı. Daha sonra Hısnıkeyfâ Artuklu Emîri Rüknüddevle Dâvud Bitlis üzerine yürüdüyse de başarılı olamadı. 1134’te Musul Atabegi İmâdüddin Zengî Bitlis’e Selâhaddin Muhammed’in idaresinde bir kuvvet gönderdi.bu kuvveti bir bölumu Yakoya(ŞİMDİKİ ADI ÜNALDI)   gönderdi orada bulunan Abbasiler soyunda kalan seçkin ve yörede sözü geçen sadece az bir kabile bir bölumu mısıra gitmişlerdir bir bölumude Bitlis yakoya (ŞİMDİKİ ADI ÜNALDI)    yerleşmişlerdir bu günki adiyle  davudiler kabilesi adıyla söylenır   hemen kabül eder ve bu kuvvete katılırlar islamiyeti yaymak üzere islami misyoner çalışmada bu şehirde yapmışlardır daha sonra bu kabilenın bir bölumu bitlisten ayrılır mısır Avrupa olmak üzere  istanbula göç olmuşlardır   Dilmaçoğulları’ndan Hüsâmeddin Kurtî’nin (1137-1143) teklif ettiği 10.000 altın karşılığında bu herekâtından vazgeçti. 1192’de Ahlatşahlar’dan Begtemür Bitlis’i zaptetti. Bu tarihten sonra da Dilmaçoğulları Beyliği’nin Bitlis kolu son bulmuş ve bu beylik sadece Erzen civarında hüküm sürmüştür.

               XIII. Yüzyıl başlarında Bitlis’e Eyyûbîler hâkim oldu (1209). Daha sonraki yıllar Celâleddin Hârizmşah’ın Doğu Anadolu’ya ve bu arada Eyyûbîler’in elinde bulunan şehir ve kalelere hücum etmesi, Eyyûbîler ile Anadolu Selçuklu Hükümdarı I. Alâeddin Keykubad arasında bir ittifakın doğmasına sebep oldu. I. Alâeddin Keykubad Anadolu içinde ilerleyen Celâleddin Hârizmşah’ı 10 Ağustos 1230 tarihinde Erzincan civarındaki Yassıçimen’de ağır bir yenilgiye uğrattıktan sonra Bitlis’i Eyyûbîler’den alarak topraklarına kattı. Fakat burada Anadolu Selçukluları’nın hâkimiyeti pek kısa sürdü ve Eyyûbîler Bitlis ve çevresine yeniden hâkim oldular. Daha sonra da Celâleddin Hârizmşah’ı takip eden Moğollar 1231’de Bitlis’i de ele geçirerek tahrip ettiler. Bunun üzerine Sultan I. Alâeddin Keykubad Kemâleddin Kâmyar kumandasındaki bir Selçuklu ordusunu daha öncede islamiyeti tebliğ eden yukarda yazılı kabile üstlenmiş ve Başarlı kılınmıştır Bitlis ve yakoda bulunan 5 köy (MERMUD, BANE,SERGİSAN,AŞAĞI YAKO,YUKARI YAKO(ÜNALDI)) olmak üzere  yöresine gönderdi. Kemâleddin Kâmyar kısa bir süre  içinde çevredeki başka yerlerle (Van, Ahlat, Adilcevaz) birlikte Bitlis’i de Anadolu Selçuklu Devleti sınırları içine kattı ve Abbasiler kabilesi bu illerde islami misyoner çalışma yapıldığı söylenmektedir. (1232) ve Moğollar’ın harap etmiş olduğu kaleyi de onardı. Yâkut, XIII. Yüzyılda Bitlis’in meyvelerinin bolluğu ve tatlılığıyla darbımesel olduğunu ve buradan birçok şehre meyve gönderildiğini söyler.

 

Arşiv Kayıt No: OSMANLI 359

Bunder

© Copyright 2019  V4.1 Tüm Hakları Saklıdır. | Dernek Sitesi | Köy Sitesi


Top